Kaş’taki, Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) tüm itirazlara rağmen imar ve yapılaşma planlarıyla tehdit ediliyor. Yeşilgazete'den Cansu Acar'ın haberine göre, Caretta carettaların birinci derece yumurtlama alanı olan Patara’nın ne SİT olması ne de Özel Çevre Koruma Bölgesi olması ne de endemik türlere sahip olması imar taleplerinin son bulmasını sağlayabildi. Patara’da 15 Mart Cuma günü yeniden keşif yapılacak.Yurttaşların yapılaşma taleplerine karşı açtıkları dava kapsamında mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyeti Patara‘ya cuma günü gelecek. Yurttaşlar bu keşif öncesi bilirkişi heyetine, daha önce de bölgenin aleyhine karar verdikleri gerekçesiyle itiraz etti ancak heyet değiştirilmedi, yalnızca gelen heyete yeni isimler dahil edildi.‘Bu alanların tamamı zeytinlik’
Patara, birinci haritaKaş Çevre ve Kültür Derneği’nden Ahmet Murat Akoy, “2008’de raporlamalara rağmen, buraya diğer profesörlerin onay vermesi üzerinde, düşük yoğunluklu imar izni veriliyor. Şimdi görüyoruz ki [Patara, birinci harita kırmızıyla çizilmiş alanda] düşük yoğunluklu falan değil, açılmış olan alan, yer, gök binayla/yazlıkla dolmuş durumda. Altındaki yeşil alanlarda sızmalar görüyoruz zaten. O alanın tamamı için de aynı şekilde karma konut, ticari alanı planlaması yapılmış. Bu alanların tamamı zeytinlik aslında. Bu alanlarda burası yapıldığı zaman daha da ciddi kooperatif alanları göreceğiz. Türkiye Barselona Anlaşması’na imza atmış durumda ve Bern Sözleşmeleri‘ne de taraf. O da diyor ki; caretta carettalar için ‘insan faaliyetlerini azaltın’. Şimdi bu tavsiyelerin tam aksi şekilde bir iş yapılıyor.”
Acilen Patara ÖÇKB için hazırlanmış ve kapsamlı bir bilimsel çalışma olan ‘Yönetim Planı’ önerileri hayata geçirilmeli. 30 yıl önce yapılmış Yönetim Planı’nın hızla güncellenmesi, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun hazırlanması ve Patara’nın taşıma kapasitesi hesaplanması gerekiyor. Bu alanlar, NİP Değişikliğine konu edilmemeli, bilimsel amaçlı çalışma/çalışmalar için ayrılmalı.Kültür ve doğa miraslarımızın yalnızca bir tür ‘turizm çeşnisi’ olarak görülmesinin ve ekonomik kazanımın payandası yapılmasının olumsuz sonuçlarını ve tahribatını Kaş’ın eşsiz coğrafyasının her yerinde görüyor, yaşıyoruz. İkinci konut/villa üretmeyi hedefleyen mevcut planın iptal edilerek Patara’nın ‘Özel Çevre’ ve SİT ilan edilme sebepleri olan ekolojik, biyolojik, doğal, tarihsel, arkeolojik, kültürel ve tarımsal değerlerini ve nesli tükenme tehlikesi altında olan Caretta Carettaları güvence altına alan, koruma amaçlı planlama yapılmasını önemle arz ediyoruz.”
Patara, birinci haritaKaş Çevre ve Kültür Derneği’nden Ahmet Murat Akoy, “2008’de raporlamalara rağmen, buraya diğer profesörlerin onay vermesi üzerinde, düşük yoğunluklu imar izni veriliyor. Şimdi görüyoruz ki [Patara, birinci harita kırmızıyla çizilmiş alanda] düşük yoğunluklu falan değil, açılmış olan alan, yer, gök binayla/yazlıkla dolmuş durumda. Altındaki yeşil alanlarda sızmalar görüyoruz zaten. O alanın tamamı için de aynı şekilde karma konut, ticari alanı planlaması yapılmış. Bu alanların tamamı zeytinlik aslında. Bu alanlarda burası yapıldığı zaman daha da ciddi kooperatif alanları göreceğiz. Türkiye Barselona Anlaşması’na imza atmış durumda ve Bern Sözleşmeleri‘ne de taraf. O da diyor ki; caretta carettalar için ‘insan faaliyetlerini azaltın’. Şimdi bu tavsiyelerin tam aksi şekilde bir iş yapılıyor.”
İMAR DEĞİŞİKLİĞİNE BAKANLIK ONAY VERDİ
Patara özel çevre koruma bölgesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 12 Mayıs 2023’te “1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği’ne onay vermişti. Ancak Likya Uygarlığı’na başkentlik yapmış olan Patara, barındırdığı tarihi, kültürel ve doğal değerler sebebiyle önce Arkeolojik ve Doğal Sit olarak tanımlanmış, sonra da 1990 yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmişti.Bakanlığın verdiği imar kararı ise Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Kaş Çevre ve Kültür Derneği, TMMOB Mimarlar Odası Antalya Şubesi, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası tarafından dava edilmişti. Haritada turkuaz ile işaretlenmiş alan ÖÇKB alanını gösteriyor. Kaynak: SAYSBİLİRKİŞİ HEYETİNE İTİRAZ EDİLDİ ANCAK...
Dava kapsamında atanan bilirkişi keşfine ilişkin Yeşil Gazete‘ye konuşan Ahmet Murat Akoy, “İtiraz ettik, iptal etmediler bilirkişi heyetini. Ama yanına başka bir bilirkişi heyeti daha koyarak Patara’ya gönderdi mahkeme heyeti” dedi. Kaş Çevre ve Kültür Derneği‘nden konuya ilişkin yapılan açıklamada ise şunlara yer verildi:“Patara için ataması yapılan bilirkişi heyeti içinde, iki ay önce Kaş’ın en değerli alanlarından biri olan, Doğal Sit ve Kaş Kekova Özel Çevre Koruma Alanı içinde bulunan, Arkeolojik ve Tarihi Sit ile çevrili zeytinlik arazilerden oluşan Limanağzı bölgesini yapılaşmaya açan plan için olumlu raporlama yazan aynı heyetin de görevlendirildiğini görüyoruz.2015’ten günümüze Limanağzı bölgesi önce Turizm Alanı ve daha sonra Ekoturizm Alanı olarak üç defa imara açılmak istenmiş, ODTÜ, Dokuz Eylül ve Akdeniz Üniversitelerinden atanan bilirkişilerce hazırlanmış üç rapora istinaden bu planlar iptal edilmişti. Dördüncü defa atanan heyetin ilk üç heyetten farklı görüş bildirmesine anlam veremediğimizi ve bu durumun takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.”Uydu haritasında kooperatif yapılar ve etrafındaki zeytinlik, zeytinli tarla ve orman niteliğindeki alanların üzerindeki kaçak yapılaşmalar (kırmızı daire içine alınmış) görülmektedir. – Kaynak: Dava dosyası İMAR PLANI NEYİ TEHDİT EDİYOR?- Türkiye’de Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, 19 Ekim 1989’da yayınlanan kanun hükmünde kararname ile kuruldu.
- Ülkede şu anda Patara da dahil, Belek, Foça, Datça-Bozburun, Fethiye-Göcek, Gökova, Göksu Deltası, Gölbaşı, Ihlara, Kaş-Kekova, Köyceğiz-Dalyan, Pamukkale, Tuz Gölü, Uzungöl, Saros Körfezi, Finike, Salda Gölü, Karaburun-Ildır, Marmara Denizi ve Adalar olmak üzere 19 özel çevre koruma bölgesi bulunuyor.
- Patara’yla tehdit edilen bölge ise hem caretta carettaların birincil dereceden yuvalama ve yumurtlama alanı, hem de çeşitli endemik türlere ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda tehlike altındaki Akdeniz foku için önemli yaşam alanlarından biri.
- Ayrıca nesli bölgesel ölçekte tehlike altında olan mavi kelebek ve sarı lekeli zıp zıp ile küresel ölçekte tehlike altında olan Onychogomphus assimilis isimli kızböceği de buralarda yaşıyor.
- Patara aynı zamanda dünyada sadece burada yaşayan bir çiğdem türü olan Crocus mathewii ile adını bölgeden alan endemik Likya orkidesineve bir tür andızotu olan Inula sechmenii gibi bitki türlerine ev sahipliği yapıyor. Bu liste uzayıp gidiyor.
- Bu alandaki biyoçeşitliliğin korunması için Türkiye, Birleşmiş Milletler Çevre Programı kapsamında, Akdeniz Özel Koruma Alanları ve Biolojik Çeşitliliğe ilişkin Barselona Sözleşmesi‘ne imza atan 21 Akdeniz ülkesi arasında bulunuyor.
- Ayrıca Türkiye, deniz kaplumbağalarının korunması için Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması (BERN) sözleşmesine de taraf.
PATARA'DA SEÇİM ÖNCESİNDE 'RANTSAL ÖNGÖRÜLER
Daha önce belediyenin satışa çıkardığı dört adadaki dört parsele ilişkin de konuşan Akoy, “O zaman ihaleye kimse katılmadı ama bir ay bekleyip seçim öncesinde yeniden bir ihaleye çıktılar. Bu defa dört değil de, iki parselin ihalesine çıktılar. 28 milyon 700 bin liradan gerçekleştirdiler. Şimdi burada şöyle bir soru işareti oluşuyor; imarı geçecek bir alanı, eğer siz imarın geçeceğine inanıyorsanız satmazsınız. İmar geçtikten sonra daha değerli olacaktır çünkü orası. O nedenle tutarsınız imarı geçtikten sonra daha değerinde satarsınız. Burada öncesinde bir satış var” dedi ve bunun olası nedenlerini ise şöyle sıraladı:“Seçime gidiliyor, yarım kalan projelere bir kaynak akıtılabilir, onlar tamamlanabilir. Bir seçim yatırımı olarak kullanılabilir
Burada bir rant paylaşımı olabilir. İmar geçmeden önce satarsınız, imar geçtikten sonra kişi bir rant elde edebilir, o rantı da paylaşırsınız. Bunlar öngörüler sadece.”Legalleştirilmeye çalışılan alanın etrafında bilirkişi raporlarında kendilerine anlatılan şeylerin gerçekleştiğini gördüklerini dile getiren Akoy, “Bilirkişi raporunda diyor ki; bu tarz yerlerinde, sit alanların/korunmuş alanların içerisinde bir yapılaşma açar, bir imar verirseniz onların etrafında zaman içerisinde SİT alanını deforme edici yapılaşmalar meydana gelir. Burada da onları görüyoruz. Bunlar, kooperatiflerin hemen yanına eklemlenmiş kaçaklar, en alt kısımda da yukarı doğru çıkan bir yol görüyoruz, bu yol genişletiliyor. Bu yolun genişletilmesi durumunda da sit üzerinde bir baskıya neden olur zaman içerisinde” ifadelerini kullandı.
‘KAMU YARARINA VE VİCDANINA AYKIRI"
Dava dosyasında yer alan ve ayrıca Kaş Çevre ve Kültür Derneği tarafından yinelenen talepler ise şöyle:“Planda ikinci konut alanına dönüştürülecek Patara Antik Kenti’nin Nekropol alanları (Gelemiş Mahallesi III. Derece Arkeolojik Sit Alanı) 1. ve 2. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmelidir.Koruma Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Orhan Kuntay ve Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu’nun ‘Muhalefet Şerhi’ bulunuyor. Bu şerhte; ‘…Patara’nın bu bölgesinin de hassas bir Sit olduğu ve korumanın önem taşıdığı, birinci veya ikinci derece Arkeolojik Doğal Sit ilan edilmesi gerektiğini…’ vurgulanıyor.Kaçak yapılaşmalar tasfiye edilmeli, yedi yıl süren bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkarılan Gelemiş Koruma Amaçlı İmar Planı uygulanmalı. Üç farklı koruma statüsü olan bu özel ekosistem üzerinde yükselen villaları yasallaştıracak ve bir o kadarının daha inşa edilmesine sebep olacak bu planlama yanlışından kesinlikle vazgeçilmeli.Yıllarca dava konusu olan, mevzuata aykırı ve yıkım kararı bulunan kooperatif villalarının, ‘hakkaniyet’ ilkesine aykırı olarak ödüllendirir gibi ‘Ticaret-Turizm- Konut Karma Kullanım Alanı’ (TTKKKA) olarak planlanmış olması, bilimsel ve çağdaş planlama anlayışına, Şehircilik İlkeleri ve Planlama Esasları ile birlikte, kamu yararı ve vicdanına aykırı.Patara ÖÇKB 1/25000 Nazım İmar Planı Notları Hedefler bölümünde, ‘Bölgedeki çevresel değerleri korumak, bu kapsamda orman alanlarını, yeraltı su kaynaklarını, su yüzeylerini, sazlık ve bataklık alanları, sulak alanları, tarım alanlarını, flora ve faunayı korumak’ yazıyor.Plan hedefleri ile örtüşmeyen, korumaya değil daha fazla yapılaşmaya yönelik, çevresel sorunları arttıracak şekilde planlanan alanlar, ‘ekolojik etkilenme bölgesi’dir. Bu alanların ikinci konut /villa yapımına dönük planlanması, biyolojik, ekolojik, tarihi ve tarımsal değerlerin üzerinde baskı yaratacak, eşsiz ekosistemin geri dönüşü olamayacak şekilde beton altına alınıp tahrip edilmesine neden olacak. Bu durum Bern Sözleşmesi Tavsiye Kararlarını ihlal ediyor, Barcelona Sözleşmesi protokollerine aykırı hareket edilmekte ve Türkiye Cumhuriyeti’nin, Patara’nın Dünya Mirası Listesi’ne alınması yönündeki çabalarına zıtlık teşkil ediyor.Acilen Patara ÖÇKB için hazırlanmış ve kapsamlı bir bilimsel çalışma olan ‘Yönetim Planı’ önerileri hayata geçirilmeli. 30 yıl önce yapılmış Yönetim Planı’nın hızla güncellenmesi, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun hazırlanması ve Patara’nın taşıma kapasitesi hesaplanması gerekiyor. Bu alanlar, NİP Değişikliğine konu edilmemeli, bilimsel amaçlı çalışma/çalışmalar için ayrılmalı.Kültür ve doğa miraslarımızın yalnızca bir tür ‘turizm çeşnisi’ olarak görülmesinin ve ekonomik kazanımın payandası yapılmasının olumsuz sonuçlarını ve tahribatını Kaş’ın eşsiz coğrafyasının her yerinde görüyor, yaşıyoruz. İkinci konut/villa üretmeyi hedefleyen mevcut planın iptal edilerek Patara’nın ‘Özel Çevre’ ve SİT ilan edilme sebepleri olan ekolojik, biyolojik, doğal, tarihsel, arkeolojik, kültürel ve tarımsal değerlerini ve nesli tükenme tehlikesi altında olan Caretta Carettaları güvence altına alan, koruma amaçlı planlama yapılmasını önemle arz ediyoruz.”